Sual: Hadis-i kudsi ne demek, onlar da
Peygamberimizin sözü değil mi? CEVAPPeygamber efendimizin,
mânâsı da, kelimeleri de kendisinden olan sözlerine hadis denir. Mânâsı
Allahü teâlâ tarafından bildirilip de, Peygamber efendimizin kendi kelimeleriyle
bildirdiği sözlere ise hadis-i kudsî denir. Bunun için, hadis-i kudsiler
nakledilirken, (Allahü teâlâ hadis-i kudside buyurdu ki…) denir. S.
Ebediyye ve diğer kitaplarımızdaki hadis-i kudsilerden bazıları
şöyledir:
(Önce gelenleriniz, sonra gelenleriniz;
küçüğünüz, büyüğünüz; dirileriniz, ölüleriniz; insanlarınız, cinleriniz; en
müttekî, itaatli kulum gibi olsanız, büyüklüğüm artmaz. Aksine olarak hepiniz,
bana karşı duran, peygamberlerimi aşağı gören düşmanım gibi olsanız,
ilahlığımdan bir şey eksilmez. Allah, sizden ganîdir, Ona hiçbiriniz lazım
değildir. Siz ise, var olmanız için ve varlıkta kalabilmeniz için ve her
şeyinizle, hep Ona muhtaçsınız.)
(Azâmet ve kibriya bana mahsustur. Bu
iki sıfatta, bana ortak olmak isteyenlere, çok acı azab ederim.)
(Ya
Âdem! Muhammed aleyhisselamın ismiyle, her ne isteseydin kabul ederdim, Muhammed
olmasaydı, seni yaratmazdım.)
(Ey Resulüm! Sen olmasaydın,
hiçbir şeyi yaratmazdım.)
(Ey Resulüm! İbrahim Hâlilim [dostum]
ise de, sen de Habibimsin [sevgilimsin].)
(Evliya bir zata
düşmanlık eden, bana savaş açmış olur.)
(Bir kimse, farz ibadeti yapmakla
bana yaklaştığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşamaz.)
(Bir kulum bana
yaklaşırsa [sevgime ve rızama kavuşursa], ona sesleri duyurur ve saklı
şeyleri gösteririm.)
(Dostlarımı insanlar içinde gizlerim, onları kimse
bilmez.)
(Yere ve göğe sığmam, fakat mümin kulumun kalbine
sığarım.)
(Kaza ve kaderime razı olmayan, beğenmeyen ve gönderdiğim
belalara sabretmeyen, benden başka Rab arasın! Yeryüzünde kulum olarak
bulunmasın!)
(Rahmetim gadabımı aşmıştır. Hasta kulumun günahını
affeyledim!)
(Oruç benim için tutulur. Onun karşılığını ben
veririm!)
(Kulum, beni nasıl umarsa, onu öyle karşılarım. Öyle ise,
benden hep iyilik bekleyin!)
(“La ilahe illallah” benim kale’mdir. Bunu
okuyan, kaleme girmiş olur. Kaleme giren de, azabımdan kurtulur.)
(Ey
Âdemoğlu! Ömrünü dünyayı toplamakla harcettin. Cenneti hiç
istemedin.)
(Nefsini düşmanın bil! Çünkü o, bana düşmandır.)
(Ey
kulum! Seni kendim için yarattım. Başka şeylerle oyalanma! Rızkına
kefilim, kendini üzme!)
(Ey dünya! Bana hizmet edene hizmetçi ol! Sana
hizmet edene güçlük göster!)
(Beni zikreden [hatırlayan] kulumla
birlikteyim.)
(Ey Âdemoğlu! Beni sevmek istersen dünya sevgisini
kalbinden çıkar, çünkü benim muhabbetimle dünya sevgisini bir kalbde asla cem
etmem. Ey Âdemoğlu! Benim sevgimle beraber dünya sevgisini nasıl istersin! Öyle
ise, benim sevgimi ve rızamı, dünyayı [dinin yasakladığı şeyleri] terk
etmekte ara! Ey Âdemoğlu! Her işini benim emirlerime uygun olarak yap, ben de,
senin kalbine muhabbetimi doldururum.)
(Bütün dinler içinde, İslamiyet’i
seçtim. Bu din, cömertlik ile ve güzel huyla tamam olur. Bu dini, her gün, bu
ikisiyle tamamlayın!)
|
|
|
|
Yorumunuzu bırakın
Yorum Gönder
YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYINIZ